Tanı Koy(ma)!

Duramıyoruz. Tanı koymadan duramıyoruz. “Böyle” yaptıysa(m) kesin “şöyle” bir problemi(m) var demeden duramıyoruz! Artık şu konuya bir açıklama getirelim mi? Bırakın kendinize ve başkalarına sürekli tanı koyma halini. O psikologların ve psikiyatrların işi. Doğru değil, gerçek değil, etik değil, bilimsel değil. Hem kendinize hem başkalarına bunu yapmayın.

Tekrar edecek olursam;

Her empati yoksunluğu yaşayan kişi narsist değildir. Her narsist davranış gösteren, narsist kişilik bozukluğuna sahip değildir. Farklıdır.

Her depresif hisseden, depresyonda değildir. Depresyonda olan da illa kazak giyip, battaniyesinin altına da sığınmaz. Göründüğü gibi değildir.

Her kendini gergin, endişeli, tedirgin hisseden, kaygı bozukluğuna sahip değildir. Dönemsel olabilir.

Her şakayla karışık söylem, duygusal manipülasyon değildir. Hele hele “her şakanın altında bir gerçek vardır” söylemi tek başına gerçekçi değildir. Bilinç, bilinçaltı, bilinçüstü böyle işlemez. Yineleme gerektirir.

Dikkati dağınık olan biri, dikkat dağınıklığı teşhisi almak zorunda değildir. Durumsal olabilir.

Her kendine bakım veren, bencil değildir. Şefkatli bir eylemde bulunuyor olabilir.

Her öfkeli olan, öfke problemi yaşayan biri değildir. Hakkını arıyor olabilir.

Bir de bir rica. Tüm bu saydıklarım ve daha da sayabileceğim birçok şey var iken lütfen bunları sürekli geçmişinizle bağdaştırmayın. İlla ailede bir problem olmayabilir. İlla çocuklukta bir travma yaşamış olmanız gerekmez. Ve belki de son bir şey her şeyi çözmeniz gerekmez.